Kategoriler

Çimento Kalmadı!

Kıymetli arkadaşlar, özel sektörde kimse sizin diplomanızın durumuna göre iş vermez. Okurken kendinizi bir konuda geliştirmiş olmanızı beklerler. İşletme mezunu diye bir iş ilanı olmaz. İş görüşmesinde de işletme üzerine değil kendinizi geliştirdiğiniz alan hakkında sorulara cevap vermeniz gerekir ve bu cevapları verebiliyorsanız da kimse size lise diplomanızı dahi sormaz.

Velhasılıkelam üniversite okumanız, size iş verilmesini zorunlu kılmaz.

Üniversiteyi okuma aşkınız varsa okuyun. Kararsız ve bu eğitim sisteminde başarısızsanız, üniversite okumak zorunda değilsiniz. Başarılı olacağınız alanı tespit etmek zorundasınız.

Kendi analizinizi lütfen doğru yapın!

Bu durum öyle bir hale geldi ki, bugün bir motorlu kuryenin maaşı 8000 lirayı bulabiliyor. Doktor, mühendis, avukat, öğretmen maaşından neredeyse daha fazla. Çünkü şirketlerin, para kazandıran adama ihtiyacı var.

Bugün iyi bir badana, boya ustası evine ayda on beş bin lira para sokabilir, motor ustası, tesisatçı, elektrikçi, çiftçi, kuaför, sütçü, yoğurtçu herhangi bir beyaz yakalıdan çok daha fazla kazanabilir.

Terzi mesela, ben son zamanlarda hiç genç terzi görmedim. Siz gördünüz mü? Ne yapacağız? İlerde pantolon paçalarını, moda tasarımcıları mı kısaltacak?

Etrafınıza bir bakın. Güzel para kazanan insanların büyük çoğunluğunun üniversite okumadığını fark edeceksiniz. Bu onların cahil olduklarını falan da göstermez.

Beş bin lira maaş alan beyaz yakalının kendini lort zannedip ürettiği sloganlara takılmayın. Hayatı 4 yıl ertelemeyin. O 4 yıl, disiplinsiz ve gaflet içinde geçiyor çoğu zaman. Eğer bu süreyi bir insan, herhangi bir meslek için harcasa işinde uzman olur, kayda değer bir kazanç sağlar hatta rahatlıkla kendi şirketini kurabilecek seviyede olur, fikri varsa.

Siz sadece içinizden gelen mesleğin peşinde, onu en iyi şekilde öğrenmenin derdinde olun. Eğitim almanın tek yolu üniversiteler değildir. Gerekli olan eğitimi çok kısa sürelerde alarak ihtiyacınızı giderip geri kalanı meslek üzerinde öğrenebilirsiniz.

Deneyimleyerek, mesela e-ticaret yapabilmek için üniversite okumanıza gerek yoktur. 3 aylık sıkı bir eğitim ile teknik olarak konuyu anlar, geri kalanı bir şeyler alıp satarak, hatta zarar ederek öğrenebilirsiniz.

Bizim ihtiyacımız olan, 5 yıl aylakça takılmış vasat adamlar değil, işini ne olursa olsun en güzel şekilde icra etmeye çalışan başarılı insanlardır. Bugün mühendisler, ustalarla aynı parayı kazanıyor ve o işi bulmak için ciddi çaba sarf ediyorlar. Oysa usta rahat, o bu çabaya ihtiyaç duymayıp, sadece işini yapıyor. Eşinizin doğum gününde gönderdiği çiçeği sosyal medyada paylaşacak bir masanız olmayabilir belki. Ama bu mu hayat? Belki siz de muhteşem ekmekler üreten bir fırıncısınızdır.

En güzel kazanç elinizin ürettiği, emeğinizin konuştuğudur. Eskiler buna altın bilezik derdi. Çalıştığınız şirketler için para kazandıran adam veya kendi şirketiniz için çalışan adam olmaya bakın. Masraf kalemi değil, mutlak üreten, kazandıran olun.

Şuan içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntının temel sebebi, insanlığın üretmekten vazgeçip tamamen tüketmeye endekslenmesidir. Kabahati Dolar’a, Euro’ya bulmayalım, kur bugün yüksekse temel sebebi, üretim olarak paranızın karşılığının olmamasıdır.

Üretmeyen hiçbir insanın, kurun yüksekliğinden şikâyet etmeye hakkı yok. Önce kendimizi sorgulayalım. Unutmayalım, eski insanlar üretmediği hiçbir şeyi tüketmedi.

Yumurta istiyorlarsa, tavuk beslediler, vitamin almak istiyorlarsa, elma yetiştirdiler, sütünden faydalandıkları ineği et olarak tüketebilmek için önce onun üremesini beklediler.

Oturacakları evleri dahi kendileri yaptılar. Biz tüketmeye bu kadar iştahlı olduğumuz için beton kaplandı her yer, betona çok ümit bağladık. Oysa üzerinde bir ot bile yetişmiyor.

Rahatımızdan vazgeçmeyip, zor gibi görünenden kaçındık. Gelişimin betonla olacağı zannına kapılıp, her şeyi devletin halledeceğini düşündük. En sonunda binaların inşası bitti fakat nesillerin inşasına çimento kalmadı.

Selam ve Dua ile...
 

Özet
:
Resim
www.misturi.com ©
X